20 May 2010

Nehir...

Ve aşk... Tüm parçalarını topladığım kalp kırıntılarımın ardında, oturduğum yerden, aslında nedensiz sevişlerime anlam veremeyişlerimi sorgularken bir başıma, bir yaşıma... Bir de cahilliğime çemkirirken sütübozuk kelimelerimi kesilmeden kurtarmaya çalışarak, dizimde; bayırdan yuvarlandığım zamandan kalan çakıl oyuğuna düşen son damla gözyaşımı silmiştim ki... Aşk... Nehir...

Sularına kendimi bırakmayı düşlediğim sonsuz yaşam kaynağı... Nehir... Derinlerine inmeyi istediğim... Taşkınlığıyla akıntısına kapılmak... Girdabından çıkamayacağımı bilmek... O'nunla ölmek...O'nda ölmek... Ben usulca dibe inerken O'nun ciğerlerime dolmasını dinlemek... Ve usulca kaybolmak sularında... İlk sevdam gibi duru... İlk oyuncağım gibi mutlu... Nehir... Sularında ölmek... O'nda ölmek... O'nunla ölmek...