30 Eyl 2009

Üst vücudumün sol tarafında açtığın yara geçmezken hala, yokluğunda binlerce kez kestiğim bileklerim bile iyileşti. Açılan yaralarımı yalayarak iyileştirdim ben, bi senin bıraktığın izler yokolmuyor...

Yok, olmuyor... Bu böyle olmayacak !

Kaburgalarımın herbiri omuriliğimden ayrıldı teker teker... Sen bu acıyı bilmezsin; kemiklerin çatırdar seni yaşatan sinirlerden koparken ve her seferinde dirhem dirhem ölürsün... tekrar dirilirsin... ölürsün...
Sen ki celladı olmuştun hayallerimin ve umutlarımın acımasız Azraili...Gözlerin kapalıydı sökerken vücudumdan yüreğimi, ve hiç değişmedi ifaden bir hayatı yokederken...Cebimde tutuyorum bana verdiğin mermiyi, eğer girerse menzile vuracağım hem aşkı hem sevgiyi... Hemde hiç haketmediği yerinden...

Mucize gerek bize, bu aşka... Bir Musa olmalı; bizi ayıran kızıldenizi birleştirmeli, bir Tanrı olmalı seni bana tekrar sevdirmeli...

29 Eyl 2009

Dün seni sevdiğim yere gitmişim... Tamda orada bırakmıştın, tamda orada ikinci kez vurmuştun beni...
İşte orası... Hani tüm hücrelerimi böldüğün yer, hani üremelerini durduğun kadınlığım... Sadece "seni seviyorum" demek istemiştim oysa; sen sektirirken bir taş gibi yüreğimi mavilerinde suların... Seni seviyorum demekti amacım... Günlerce lanet ettim kendime derinlere düşerken yüreğim, dibe vurduğumda etrafımı saranlar oldu... Ağladım...
Bir gece; bir yürek indi yukarıdan yüreğime... Bir gece bir balina uğultusu eşliğinde... Vurdum sevdayı menzile girdiğinde...

28 Eyl 2009

Bugün daha bir yorgunum hayata... Birkez daha kırıldım aynadaki yüzüme, tükürdüm hatta çelimsiz bakışlarıma...
Tüm gece beşik sallamış gibi yorgunluktan morarmış gözaltı torbalarım peydah olmuş. Alnımda, hani tamda yazgımın üstüne denk gelecek şekilde sanki düzeltme çizgisi çekilircesine atılmış 3 derin kırışıkllık çekti dikkatimi... Sanırım yastık izi olmalıydı...
Bir gecede bu kadar yaşlanılmaz ki... Saçlarım... Diğer yarısı nerde saçlarımın ?.. Ördüğümde tek peliği bileğim kalınlığında olan saçlarımın şimdi sıçan kuyruğunu andırırcasına azalmasına sebep ne ?
Bu kadar çabuk olmamalı herşey... Zaman daha erken...
Yapacaklarım var benim, söyleyeceklerim birde...

24 Eyl 2009


Yürüsem gelir miydin arkamdan, bilmiyorum...

Ama bekledim... Bekledim gelirisin diye.

Arkama bakmadım hiç. Biliyordum, ordaydın...

Kendi yalnızlığımla koca kalabalıkta öylece dikildim...


Geçen zaman 30 saniye mi, 30 yıl mıydı ?

Hatırlamıyorum...

Arkamı döndüğümde gitmiştin !

Bana bıraktığın tek şey, ayak izlerin...

Yıllardır hep kendime soruyorum;Yürüsem gelir miydin arkamdan ?


BİLMİYORUM...

inşaat ustası xD gülelim o.O

"Buna kesinlikle gözlerinizden yaslar gelinceye kadar güleceksiniz. Lütfensonuna kadar okuyun. Bu olay gerçek hayatta olmuş ve basına yansımış bir olaydır."Büyükşehir Belediyesi Kuruluşlarından KİPTAŞ'ın Genel Müdür Yardımcısı Emin Batur'a şantiyelerden birinde meydana gelen bir kaza sonunda kazaya maruz kalan duvarcı ustasının yazdığı tutanak:

İş kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmeyerek ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. Şu anda hastanede yatmama neden olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur:
Bildiğiniz gibi ben bir duvarcı ustasıyım. İnşaatın 6. katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı yaklaşık 250 kg. kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlalarıaşağıya indirmek gerekiyordu. Aşağıya indim bir varil buldum ona sağlam bir ip bağladım 6. kata çıktım ipi bir çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya salladım.Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili 6 kata çıkardım. İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım. Bütün tuğlaları varile doldurdum. Aşağı indim bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle birlikte birden kendimi havada buldum. Nasıl bulmayayım ben yaklaşık 70 kiloyum. 250kg lik varil süratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti. Heyecan ve şaşkınlıktan ipi bırakmayı akil edemedim. Yolun yarısında Dolu varille çarpıştık. Sağ iki kaburgamın burada kırıldığını sanıyorum. Tam yukarı çıkınca 2 parmağım iple beraber çıkrığa sıkıştı. Parmaklarımda bu sıradakirildi.Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar etrafa saçıldı. Varil hafifleyince bu sefer ben aşağıya inmeye varil yukarı çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık. Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı. Can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim.Başımı yukarı kaldırdığımda boş varilin süratle üzerime geldiğini gördüm. Kafatasımın da böyle çatladığını sanıyorum. Bayılmışım gözümü hastanede açtım. Cenabı Hak'tan tüm kullarını böyle görünmez kazalardan korumasını diler hürmetle ellerinizden öperim.

17 Eyl 2009

Apansızın geldi o.O

Tüm umutlarımı astım girişteki fortmantoya, taze sıkılmış ruhum ve bayatlamış bahanelerim... Ellerimi hissetme hissimi bile kaybettim... Vücudum reaksiyona uğramış kimyasal bileşenler gibi ne yapacağını bilmez halde çılgınca sarsılıyor... Sapkınlık var hepinizde ! Mecazi anlam yüklü cümlelerimi teşbih olarak algılıyor sorularıma tecahül-i arif yapıyorsunuz. Yapmayın !
Kimseye bulaşmak istemiyorum ve mutsuzum sayenizde... Elimde kalan tek şey kendime olan inancım; Yıkmayın !

Bırakın gölgemde beni, ellerimi bağlamayın verdiğim savaş içinde ve dökmeyin lanetinizi üstüme... Bu kadar mı acizsiniz de sabrımı deniyorsunuz? Bu kadar mı merak ediyorsunuz da nabzımı yokluyorsunuz ? Size ne ! Bırakın ruhum huzur içinde şad olsun...


5 Eyl 2009

Hiçlik içinde varlık...

Siz bir tepede yaşarken ben koca bir Ütopya ya sahibim; hani Kaf dağının ardındaki ...
Buraya tren asırda bir gelir ve ben son trenin arkasından sadece mendilimi sallarken hiç ağlamadım !
Kendimi hayvanlara adadım; bir "Anka" kuşu besliyorum ve evimi koruyan bir Ejderham var ...

4 Eyl 2009

Sırf izini kaybetmeyeyim diye tuttum ayaklarından... Bastığın heryere arkandan bende basıyorum!
Sen gözünü açtığında ben kapıyorum;ne kadargüzel olduğunu görme diye bende...
Ve hiç kimseye bakmıyorum! Kimse görmesin bendeki güzelliğini diye...

Sen nefes alırken ben veriyorum;
Belki benden birşey gider diye yüreğine...

2 Eyl 2009

Muzicons - music widget with emotion!

Vicdanımın sesini kıstım ...

Tam zamanlı mutsuzluğumun arasında part-time bir mutluluk ararken, köşe başında gözleri yuvalarından çıkartılarak öldürülmüş bir köpek yavrusunun sızısında ayıldım hayata...
Küçüktüm... Gerçekten küçüktüm... Yüreğim bir canlıya budenli zarar verebilecek bir yaratık olduğunu kabullenemiyordu... Olayı anlamaya çalıştım, nedenleri düşündüm niçinleri sonra... Küçücük kalbim öyle çok acıyordu ki; sanki aynı anda tam da aynı yere 9mm 'likle ateş ediyorlardı...
Yürüdüm sonra... onu öylece bıraktım orda...

Kapılarımı açtığımda hayata; artık benim için çok geç kalınmıştı...

Şimdi ise vicdanımın sesini kıstım, hiç acımam yok yaklaşmayın yakarım !!!...