18 Ara 2011

Bir hayal olacaksan...
Tam en mutlu yerimde kopup düşeceksen kendiliğinden...

İstemem...!!!

Hiç olmamışsın gibi zaten yapamam...
Kesilen parmağını unutur mu hiç insan...

İçimdesin...

Buna engel olamam...
Gidersen de tutamam...

Aklımda kalırsın, kursağımda kalırsın, canımı yakarsın...
Beklentiye girmeden ben, git gideceksen zaten...

11 Kas 2011

Sonsuzluğa giden yolda,
Devirdiğim tüm cümleler sana iken
Yıkılan çınarlara teşbihti umutlarım...

Tüm zamanların en derin şiirlerine ihanet olan sesin...
Bilsen nasıl özlemişim...

8 Kas 2011

Belki hoşçakal, belki merhaba...

Belki daha fazla paylaşabilirdik hayatı..
Belki hala paylaşabiliriz...
Ne bileyim birgün sokağın köşesinden döndüğümde karşımda olursun... Geldim, dersin...
Belki gitmezsin...

Neyse...
İnceldiği yerden kopmalıydı belki...
En sağlam yerinden koparsa birgün belki daha çok üzülürdük...

"Belki"lere sığdırdığın günlerim için affetmem belki seni...
Sen, eksik kalan yanımı tamamlaman gerektiğine inandığımdın...
Değilmişsin belli ki...

Bir olmak bu değil miydi ki; sorun her ne ise paylaşmak...
Beraber çözüm bulmak...
Ama yollar var di mi... Belki..

Belkilerimin sonu gelmeyecek sanırım...

Belki hoşçakal...
Belki merhaba...

23 Eki 2011

Üfle anne! Mumlar senin...

Neden!
Anne, neden!

Kalkıp birileri neden olduğunu açıklasın bana.. Bu nasıl bir yangın, bu nasıl bir sızı..
Ellerini bile hatırlamadığın bir insana duyulan nasıl bir sevgi bu..
Neresinden görünmüyor bu bağ..

Nerdesin!
Anne, nerdesin!

Oturup anlatsın birileri sebebini.. Hangi affedilmez günahımın bedeli yokluğun..
Kime ne yapmışım ki Rabbim muhtaç etmiş sevgine.. Söyleyin hadi!
Nerede adalet dediğiniz?

Yanımda olsaydın, böyle savunmasız mı olurdum hayata..
Yanımda olsaydın, bu kadar büyük mü olurdu kalbimdeki delik!
Şimdi kimi denk getirsem o boşluğa tam oturmuyor..

Motomot çevrilmiyor yokluğunun tabiri..
Yalnızım..
Bir yanım eksik bu yüzden.. Resimlerde bile..



Anne!

Yarım kalanlar var içimde.. Aklımda.. Düşüncelerimde.. Hayallerimde..
Kimin şerefine içtiğim bu acı!
Beynime yaptığım kaçıncı intihar saldırısı!

Mumlar yanıyor içimde.. Akıyor tüm sinirlerime.. Damla damla..

Üfle anne!
Mumlar senin "YAŞASAYDIN" 46. yaşını kutlamak için..
İçimi yaksa da..
Doğum günün...
Doğum gün...
Doğ...

Lanet olsun!

8 Eki 2011

Sadece ellerimi tutabilmesini istedim,
Aslında hiç yanımda olamayacak birinden...

Sonra tutup kolundan fırlattım onun için kurduğum hayallerimi bir bir...
Gün gün ölüyor aslında saçma sevgimiz.
Güya farkında değilmişiz...

Şimdi, karşımda resmin... Ne dokunabildiğim ne hissedebildiğimsin... Sen adına çapkınlık yakıştırılmış bir bedensin sadece...
Öyle ruhsuz...

Bekle!
Bitmedi daha!
Hiç oturup yüzleştin mi acizliğinle?
Hiç düşündün mü kaç beden büyüktü bu yük sana...
Bu son duble şerefine, mutlu kal.

Haydi çekil şimdi yarınlarımın önünden!
Dikilme bir gölge gibi sevinçlerime!
Sevemiyorsan, beceremiyorsan...
Neyse...
Bit sadece...

22 Eyl 2011

!!!

Kimseden gizlim saklım yok çok şükür !
Kimsenin yüzüne söyleyemeyeceğimi arkasından da söylemem, öleceğimi bilsem doğru olduğuna inandığım şeyden de dönmem..!
Savruk olabilirim, azcık da deli olduğumu söylerler ki ben buna inanmıyorum ama asla unutmam! Gün, ay, yıl olarak belleğimde saklarım.

Hayatımı açık oynarım, blöfü görürsem 1'e 1000 arttırırım. Kimin söylediği bilinmeyenli dedikodu denklemlerinizi, sizi eşitliğin içine hapsederek çözerim.
Kimseden bi beklentim yoktur, muhtaç olduğum şey vardır ki bunu da herkesten beklemem, beklersem rica ederim yada belli ederim ha anlamak yada anlamamak size kalmış !

Kimsenin hicvinde ezilmem!

Beni nerenizle anlıyorsanız oranıza,
Saygılarımla.

Mı acaba?

Şimdi ben böyle durayım sen bana "nasılsın?" desen, ben üstüme alınmam...
Bazen alınmaktan da korkarım ben yani, gözüme sokmalısın işte "Meliiissss nasılsıııınn??" demelisin. Senin bende olduğunu anca öyle anlarım.
Çünkü üstüme alındıklarımdan yandı tek dilim değil, hep yüreğim...
Alındıklarımdan kaybettim.
Ya üstünü aç cümlelerinin ya da tek kelime ile özetle..

Öyle anlıyorum ben, salağım biraz...

6 Eyl 2011

Sen Düş'tün...

Şimdi ikimizi de atıyorum başladığımız uçurumdan...
Gölgeler peşimizde, güneş yakmıyor...
Ne sen bana alışıyorsun, ne de ben sana
Kıyam etmiyoruz,
Kıyamıyoruz,
Kıyaslamıyoruz...

Şimdi ikimizi de atıyorum altından sular akıttığımız köprüden...
Yalanlar peşimizde, gün geçmiyor...
Sallamıyoruz,
Sallanıyoruz,
Salınıyoruz...

Bir elvedaya sığıyor incir çekirdekleri,
İncir çekirdeğinden taşıyor elvedalar...

Ses yok!
Acı yok!
Kan yok!
Sevişmek yok!
Dokunmak yok!
Adam yok!


Bırak dedim ellerini,
Sen düş'tün
Ben kaldım...

...

4 Eyl 2011

İnsanın kendinin ne mal olduğunu bilmesi de bir erdem,
Lakin tecahül-i arif sadece merkeplik mertebesidir..!

3 Eyl 2011

Düş çürükleri...

Bende kalbim neden bu kadar sızlıyor diyordum, meğer tüm düşlerim çürümüş...
Tüm susuşlarıma "kamusal alanda cinayet" dediler,
Öpmeye kalktım, ellerim ellerine değince toplumsal kriz yaşandı..!

2 Eyl 2011

@Aslında..

Alışmaktan korktuğum için, dokunmaktan vazgeçtiğim insanlar var benim...
Bu yüzden karşına çıkmaya cesaret edemedim...

1 Eyl 2011

Seni sevmek istemedim yemin ederim..!

Amacım sadece sohbetti.. Evet karşılıksız, hesapsız...
Hata!
Çünkü ben aşık oldum sana...
Evet...
Ve senin ilgi çekme çabalarına yenik düştü hayallerim, bir çapkın lakabına kapıldın... Helal-i hoş olsun ama dert olsun..!

Şimdi kelimelerime yüklediğim tüm anlamlar sadece teşbih... Bazıları kinaye ve belki en acımasız hicivlerimdi... Hepsi bu kadar...

Bitti... Teşbihine uyan nesne kalmamışken hafızamda gitsen diyorum...
Kalkıp bana "neden? bile demezsin sen, öylesin..
Sızlamayacağına bile öyle eminim ki içinin, içim acıyor..

Aslında sevmek istemedim seni, yemin ederim, içim geçmiş öyle rüyalarına... Dökmeseydin kelimelerini dizlerimin dibine, vermeseydin yağmurları elime, düşürmeseydin gözlerini gözlerime, girmeseydin lanet olası düşlerime...
Ben...
Seni sevmek istemedim yemin ederim..!

25 Ağu 2011

Aşk iptali

Kalpler arası yaptığın uçuşları, katılım yetersizliği sebebiyle iptal etmişsin sevgilim.
Seni sevdiğim günlerin kesintisiz iadesini istiyorum..!

20 Ağu 2011

..

Takvim:20 Ağustos.
Gece..
Agata e Romeo restaurant..
Saat 22:45,
elimde bir kadeh house wine..
Colosseo karşımda,sarartılmış..
Bi sen yoksun!

Tam da şuan da yanımda olmalıydın..!
Yoksun biliyorsun..
Yoksun lanet olsun..
Yoksun..
Sen hayattan olan tek bebeğim, kürtajıma mani ol..!

Sonra..

Kaldrıp kafamı düştüğüm meydandan, tükürüyorum kaldırımlarına suratının..!
Sen babası bile olamadın kimsesiz yarınlarımın..!

Sen, cinsiyetini belirleyemediğim geleceğimdin..!

18 Ağu 2011

Hayat Sahnem

Kimse yokmuş gibi yapayım diyorum, sahnedeymiş gibi.
Elim ayağım titremesin diye sinirden, oynayayım diyorum; ya olayım, ya olmayayım...
Bütün meselem buymuş gibi...

"Olmuyor!"

Geçmişten birinin telefonu çalıyor, dikkatim dağılıyoorr, tutamıyorum kelimelerimi içimdekileri kusuyorum...
Perdeler kapanması gerektiği anda kapanmıyor! Kime sustuysam bir bir ölüyor...!!!

15 Ağu 2011

Boş..


Benim hiç aile fotoğrafım olmadı dostum!
Annem ve babamla beraber çekilmiş bir resmim yok...
Aynı kare içinde olamadık hiç...
Bu yüzden bazı yangınlarım hiç sönmüyor benim.
Bu yüzden adalete itikatım sarsık..!

Sırf aile fotoğrafımız olsun diye beni sevmeni istedim...
Bu yüzden yüreğimi koydum avuçlarına, sevgine karşılık.

Korktun !
Kaçtın !

Gitmek istiyorsan git..!
Bana şafak hep karanlık..

İçim öyle büyük ki, öyle derin ki yüreğimin kuytuları, içime attıklarımı ben bile bulamıyorum artık !

9 Ağu 2011

Bahar meyvesidir papatya..

Es ey bahar!
Es de geç artık...!!!
Savur kopardığım sevmiyor yapraklarını papatyanın suratıma, sevmiyor işte diye sok gözüme...!!! Anlamaz bu kalp başka türlüsünü...
Es ey nazlı, ey paslı, ey yaşlı bahar; ilk bahar...

Es geç artık ömrümden...!!!

Kelime-i Lanet

Ben demiştim!
Korkuyorum bir gün bitecek demiştim. Kelimeler anlamını yitirecek, duyguları ifade etmeye yetecek sözcük kalmayacak demiştim!

Şarkılar yazılmayacak, şiirler okunmayacak, belkide kimseler konuşmayacak demiştim...
Kıyamet alameti gibi bu... Olmaya başladı işte..!

Tanrım hangi yazarın laneti tuttu en edebi kelimelerimizi, hangi şair kime kızdı da okudu bu laneti...!!!

8 Ağu 2011

Hazırım ben, gelme..!



Yaşarken seni boşlamışım biraz, nefes almaya çalışırken ellerinin kokusunu unutmuşum..
Ama bu gece saçlarımı sardım senin için, severdin dalgalı halini..
Biraz hırçınlaşmışlar toparladım bigudilerle..
Tırnaklarımı boyadım, sevdiğin şarabın renginde..
Deniz gibi dediğin elbisemi giydim..

Sen oldum, ben oldum, biz oldum..

Oturdum hiç gelmeyeceğin yola bakan camın önüne..
Şarkımızı söyledim hani içinde keşkeler olan..
Zaman nasıl geçmiş anlamadım..

Tavan arasına kaldırmışım yokluğunu, bulmasaydım daha olmadığının farkına varamazdım..
Hadi gelme şimdi..
Hazırım ben, gelme..!

6 Ağu 2011

Anne! Bu gece rüyama gelsene..

Anne!
Bu aralar çok sık anar oldum seni, çok daha fazla aklıma gelir oldun.. Daha bir büyüdü içimdeki özlemin..

Derler ki cennete giden sevdiklerinizden biri rüyanıza girip "Seni Özledim" derse, çağrılıyorsun demekmiş... Vizen çıkmış oluyor yani; tek giriş sonsuza dek kalış...

Çok özledim anne..
Anne! Bu gece rüyama gelsene..

31 Tem 2011

Balkon


Yine ordayım!
Yıllar önce çocukluğmu harcadığım 4 apartman arasından gökyüzündeki yıldızları görmeye çalıştığım balkonda..

İçime çekiyorum geçmişi..

...

Sonra bir yokoluş başlıyor.. Çocukluğunu, gözyaşlarını hatta yaşlarını yok eden o balkonda yok olmak istersin..
Geç değil!

Kime sığınsan gitmek için bahanesi vardır. Karşı apartmandaki çocuğun bir gece dediği gibi; 'çok safsın'.. Saf mıyım yani?

..tım belki! Salaktım, saftım evet. Ama bu balkona ben neler sığdırdım..! Acıyan yanlarımı çitleyip aşağıya attım..
Yüreğimi astım parmaklıklarına, çektim uykuları üzerimi örttüm.. Çok küçüktüm.. Ben bu balkona neleri gömdüm.. Anlamadınız!

Bir yıldız kaydı işte!
Sanki yıl gibi izledim onu.
Süzüldü yaşım gibi gözümden..

Uyku çağırıyor.. Hadi çocukluğum gel..!

21 Tem 2011

No-Show !


Erkenden sevdiklerimizin yüreğinde ki yerimiz bilinmez..
Bir gün bi gidersin;
Çift rezervasyon alınmış yürekler..
Short'a düşmüş sevgiler..

No-show basar ve sevdiğin günlerin iadesi yapılmaz..!

14 Tem 2011

๏̯̯͡͡๏

Daha küçük bir kız çocuğuyken, elimde 5 poşet barbie bebekle, uzaktan kumandalı yarış arabalarının başında ağlarken, birinin elimden tutması gerekirdi...!

Hız yasak olmamalıydı!

"Kız kısmı"yla başlayan cümleler kurulmamalıydı ve mantığımla vicdanımın savaşında, vicdanım galip gelmemeliydi...!!!
Ailem yada çevrem için değil kendim için yaşamalıydım.. Yarışçı olmalıydım !

El birliği ile s*çtık hayatıma...!!! Son çıkan sifonu çeksin..!

12 Tem 2011

Başlık/sız.. 2

Alışverişteyim...
Fabrikasında hayallerimin.
Gecenin 4 çeyreğinde, hayatımın sana kalan evresinde...
Pazarlık yapıyorum satılık aşklara..
Senli sevdalar pazarlığa kapalı.
Düş"ü"veriyorum seni istiyorum, takasa girmiyor hiç bir satıcı...!!!

Dupe Aşk !

Kodlama hatasıydın ömrüme, aynı kalbe çift rezervasyon girdin.
Birini biletlesende, opsiyonu düşmeyen sevgimize dupe geldi sevgilim. Mükerrer çekinmelerinde hayatın isim değişikliğine izin vermiyordu kurallar.
Zaman değişikliği cezası 50 yıldı ve ne sen, ne ben bu kadar zengin değildik.
Şimdi sevgimiz yandı.
Başını kaçırdık diye sonuda yanıyordu, promosyon classtı sevdamız. Bagaj hakkımız birbirimizi sadece 1 yıl taşımakla sınırlıydı...!!!

Lucifer-di

Papatyanın o son yaprağına ihtiyacım yok, ben seni sapına kadar sevmişim...

4 Tem 2011

Zararına Aşk..

Senin bana gelişinde bu kadardı...
Zararına sevdim seni ben.
Pazarlıklarında her seviyorumlarının,
Üstü kalsın demiştim...

Başlık/sız...

İşte böyle çocuk...
Kadere kaptan olmaya kalkarsan, bir gün"ah"a çarparsın, güverte su almaya başlar, yavaş yavaş batarsın...!!

Hep "gül"düğüm yerlerimi kanattın sen, hep müşkül durumlarda meşgule verdin kendini...
İyi ki varsın diyişlerin bile lanet olsunlara gebe kalmaya meyilliydi. Sen doğruları hazmedemedin bendeki... Ben Yok edemedim içindeki felaketi...
Neye karşı olduğunu bilmediğimiz bir savaştı aramızdaki...
Kazanana ne olacaktı?
Kaybeden ne yapacaktı?
Bilinmiyordu...

Ve gittin...

Söyle çocuk; şimdi sen mi kazandın, yoksa sen mi kaybettin...???

19 Haz 2011

Bana masal anlatma baba !

Gel baba...

Gel otur seninle şöyle gerçekleri konuşalım. Otur karşıma baba. Söyle şimdi.
Ne istedin 17 yılımdan? Beni 4 duvar arasına acılarımla kapatıp bütün karşılaşmalarımızı tesadüflere bıraktın ? Neden baba? Hangi sebepten?
Herkese yeten yüreğin bi bana mı darlandı? Bir beni görünce mi acıların depreşti, bir bana mı gücün yetti baba?

Yalnızlığımı, yalnızlığını paylaşmamıza neden izin vermedin? Neden kendini hastalık hastası ettin baba? Bir kere seni seviyorum kızım demedin, ben büyürken de büyüktüm baba!

Gel baba gerçekler çok acı gelecek ama dinle! Var mıydın, yok muydun bilmiyorum ama biz öz baba kız olmak için çok geciktik baba... Sen tut şimdi sözlerimi bi dakka, gözlerini tıka baba ve beni iyi anla: her ne olursa olsun babalar günün kutlu olsun...

8 May 2011

Bir köpeğim olmalı...!!!

Bir köpeğim olmalı...!!!

Bu kadar sanalına dalmışken hayatın, birşeyleri paylaşabileceğim bir insan kalmamışken etrafta, tüm paylaşımlarımı facebook'a yaparken ve tüm kayıtlarımı Blogger tutarken...
Bir köpeğim olmalı, karmakarışık

tüylü...

Avuç kadar olmalı... Çok sevmeliyim onu... Çok sevmeliyim ki dinlesin derdimi... Ahh etmesin... Bugün anneler günü ama annem yok diye ona sarılıp rahat rahat ağlayabilmeliyim... Patisini uzatmalı bana... Yüzüme bakmalı öyle çok bilmiş gibi... Koşmalı beni görünce... Bacaklarıma dolanmalı...

Bir köpeğim olmalı diyorum... Yalnızlığımı paylaşabileceğim...

14 Nis 2011

Annesizliğime isyanlarım... [23. yıl dönümü]

Ve bir yıl daha devirdim yokluğunun ayaklarına...
Bu kaçıncı etrafa saçtığım öfkem, bu kaçıncı açan azap çiçeği yüreğimde...
Sormadılar ne istersin diye... Sorsalar "gidin" derdim! Her biriniz ayrı ayrı hatırlatıyorsunuz onu bana... Kiminizin saçları, kiminizin bakışları, sözleri, gözleri ve elleri...!!!
Gidin!
Beni zorla zehirlediniz!
Alıştırdınız onun yokluğuna...!!!
Kanıma girdiniz!
Ama unutturamadınız!
Unutamam!
Bir insan kesilen parmağını unutabilir mi hiç? Ya da kanayan yaralarını...???
Kesilen parmağın ardında kalan yarım parmağına baktıkça hatırlarsın kesilen parçanı ya...
Öyle işte...
Aynaya her baktığımda değil kendimi her hissettiğimde hatırlıyorum yokluğunu...

İsyan değil belki ama SORGULUYORUM nedenini...
Sebepsiz değilmiş ya hiçbir şey...
Yokluğunun sebebi ne olabilir ki diye düşünüyorum ve soruyorum içimdeki Allah'a "Neden?"...

Gelmeyecek cevapları bekliyorum Anne... 40 kere değil 40 sn de bir 40 kere diliyorum seni...
Bir yanım uyuşmuş gibi hep... Belki bu yüzden yarım kaldım, söylediklerinizi yarım yamalak anladım...
Hiç sormadılar neden diye... Tam Allah'a sorarken seni, bişeyler istediler benden...
Anlamadım... Sana konsantre olmuştum belki... Neden demediler, neden anlamadın...
Seninle yalnız kalmak istedim belki, yani diğer parçamla... İzin vermediler...

Off anne offf!
Çok yoruldum ben... Acıyor içim her gün. İnsanlar çok acımasızlar, bende öyleyim...
Beraber gitseydik keşke, bekleseydin benide... Paltomu alıp gelseydim seninle...

Bumuydu bana reva görülen ?

Anne, kimi affetmeyeyim ben şimdi...???

21 Şub 2011

Yokluğun Baharı

Bu şehir beni çok yordu sevgilim... Her sabah boğdu kaldırımlarında, her akşam vurdu rüzgarıyla arkamdan ve hergün acımasızca tekmeledi içimden... Hep sustum, hep içime kustum...
Seni acıyan yerlerime sürdüm, öyle yürüdüm hergün...
Ama bu şehir gömüyor sensizliğime beni. Adını söyle sevgilim, kimsin? nerdesin?
Korkuyorum, kuşlar... kuşlar göğü terketmişler...!!!

18 Şub 2011

Zaman Koleksiyoncusu !

Zaman koleksiyonum var benim; seni tanıdığım zamanı, kaybettiğim zamanı, ağladığım zamanları, seninle güldüğüm zamanları, sensiz öldürdüğüm zamanları biriktirdim hep...
Bi baktım ki bir orduya yetecek zaman toplamışım sana; renk renk, desen desen ve parça parça... Al götür yangınlarına, en nadide koleksiyonumu yak! Nasılsa sezonu geçmiş sonbahar-kış kreasyonumdun benim...!!!

Güle güle

Yürü git sevgili elimden bir kez ah çıkacak... Dilimden düşeceksin, gözlerim vuracak suratına yalnızlığımı. Kafanda biriktirdiklerimin yanında hazır yerin-göğün...
Hadi şimdi giderken ister dövün, ister övün !

13 Şub 2011

BAĞ(ım)LILIK...

Ben tütünü bırakırken de zorlanmıştım sevgili...
Herhangi bir madde bağımlığından kurtulmak zordur! Sanki bir daha üretilmeyecekmiş gibi hisedersin, yerine hiç bişey koyamayacağını bilir ve bununla yüzleşmek için çaba sarfedersin... Sancılı bir dönemdir, sızlatır... Ama güçlüysen, yani dayanabilirsen; tecrübe adı verilen bir bağışıklık kazanırsın ve "kazanırsın"...!!!

Yani bağışıklıklarım var benim bütün acitasyon durumlara...
Önce kilo alıyorum, sonra içimde biriktirdiğim katranı kusuyorum her sabah kaldırımlara...

Ki ben! Tütünden vazgeçmişsem...! Senden geçmesi içimin an meselesi...!!!

Diz boyu yalnızlık...

Şimdi yanımdaki salıncak gibi boş geliyor hayat... Sanki kaderin zincirlerinin biri kopmuş ta zorla tutunuyorum yaşamaya... Nerden estiği bilinmeyen bir rüzgar yön veriyor tek zincirle tutunan salıncağa... ve birileri bu boşluğa inanmamı bekliyor;



YOK ARTIK ...!!!

11 Şub 2011

Kutsal Cin ayeti.

Kutsal kitabında yazar aşkın ayrılık: Cin ayeti - süre 2.
Ay mı dersin yıl mı dersin orası ne kadar sevdiğine bağlı...

3. sayfa aşkı !

Adam öldürmeye tam teşebbüstür aşk!
Kimliği belirsiz biri tarafından kaçırılan aklınızın, peşinden koşarken ayağınıza takılan suç aletidir...
Ve aşk... Öyle soğukkanlıdır, öyle donuktur ki, öldürdüğü kişiden akmaz...

Ve meşhur olursun sonra, 3. sayfalarına çıkarsın gazetelerin; Seri aşk katili bulunamadı yazar ertesi gün malum sayfalarda...

17 Oca 2011

Senin gözlerin sağır...

Öyle çok bağırmıştım ki sırtını dönüp giderken sen,
Öyle çok demiştim ki 'Seni Seviyorum...'
Yüzünü döndüğünde, sağır gözlerin ellerine gitti
Sesini açmaya kalktın yüreğimin...
Duymayacağını bile bile daha çok, daha çok açtın yüreğimi...
Şimdi ne el şarabı doldurur ne de kendin açtığın mahzeni...

Kırılan şarap şişeleri takılıyor ayaklarıma
Kalp kapakçığım sıkışmış; ne beni dışarı salıyor ne seni içeri alıyor...
Ben bağırıyorum; "imdat ! "
Sen duymuyorsun...
Ben susuyorum, sen ağlıyorsun...
Ben ağlıyorum,
Sen...
Duy...
mu...
yor...sun...

10 Oca 2011

Ayaklanma !

Nöbetçiler...!!! Alın götürün beni; tez yüreğim burkula, kalbim kırıla, ellerim kezzaba batırıla, gözlerim dağlana...!!! Her kimi sevmişsem; misliyle geri alına...!!! Tez çeksin hançerini boynumdan! Tütüne sevda bitmiştir, vazgeçilmez denenden geçilmiştir... Vurun kellesini Adem'in...!!! Havva'ya rağbet tükenmiştir...

Nöbetçilerrr...!!! Alın götürün beni peyam edin ki Sultan şeydadır...!!!

Call 112 !

Kimse yokmuş gibi yapayım diyorum, sahnedeymiş gibi. Elim ayağım titremesin diye sinirden, oynayayım diyorum; ya olayım ya olmayayım... Bütün meselem buymuş gibi... "Olmuyor!" Geçmişten birinin telefonu çalıyor, dikkatim dağılıyoorr, tutamıyorum kelimelerimi, içimdekileri kusuyorum...
Perdeler kapanması gerektiği anda kapanmıyor! Kime sustuysam bir bir ölüyor...!!!

Biri Ambulans çağırsın...!!!